BEŞİKTAŞ: GOLCÜLERİN TAKIMI
Bir arkadaşımın söylediği "Bu Beşiktaş'ın aldığı tüm forvetler nasıl tutuyor?" söylemi üzerine biraz düşündüm ve farkettim ki özellikle son dönemde Beşiktaş'ta ciddi bir santrafor şansı olduğu söylenebilir. Siyah-beyazlı ekibin son 10 yılda santrafor mevkii için sıkıntı yaşadığını pek hatırlamıyorum. Elbette taraftarın sevgilisi santraforlar sadece son dönemle de sınırlı değil. Gelin beraber geçmişten günümüze Dolmabahçe'yi ayağa kaldıran bu golcülere bir göz atalım...
Beşiktaşın bu forvet geleneğinin başlangıcı için hiç şüphesiz "Baba" Hakkı Yeten'i gösterebiliriz. 30 ve 40'lı yıllarda 17 sene boyunca Beşiktaş taraftarının gönlünde taht kuran Hakkı Yeten'in adını günümüzde bile sık sık duyabiliyorsak nasıl bir iz bıraktığını anlamak zor olmasa gerek. Beşiktaş formasıyla 300'den fazla gol atan Hakkı Yeten, Süleyman Seba'yla birlikte Beşiktaş onursal başkanlarından.
30-50 yılları arasında "Voleci" lakabıyla akıllara kazınan Şeref Görkey de 300 golü aşmış, hayatını Beşiktaş'a adamış büyük bir golcü. 40'lı yılların başına geldiğimizdeyse bu yıllarda yıldızı parlayan Şükrü Gülesin ise yolu İtalya'dan geçen önemli golcülerden. 1.91'lik dev santrafor Lazio ve Palermo'da da önemli işler yaptı.
50'li yıllarda Bülent Esen ve yine "Baba" lakabıyla bildiğimiz Recep Adanır Beşiktaş tarihine attığı gollerle geçmiş yerli futbolcularımızdan.
1967-1982 yılları arasında 14 sene şampiyonluktan uzak kalan Siyah-Beyazlılar 70'lerde hiç şampiyonluk ipini göğüsleyemedi. Futbol tarihçisi Vâlâ Somalı bu dönem için "Beşiktaş kültürü ve kulüp tarihine baktığımız zaman her 4-5 senede bir gençleşme görürüz. Beşiktaş 70'li yıllarda bu gençleşmeyi gerçekleştirmekte gecikti ve yönetimsel olarak iyi yönetilmedi." diyor. Bu zorlu yılları atlatan Beşiktaş, 80'lerin gelişiyle ve özellikle 80'lerin sonuna doğru kadrosunda yabancı golcüler de bulundurmaya başladı. Les Ferdinand kısa süren Beşiktaş kariyerinde taraftarın aklında yer edinirken, aynı dönemde Beşiktaş tarihine adını yazdıracak bir büyük santrafor daha sahneye çıkıyordu: Feyyaz Uçar.
Metin-Ali-Feyyaz triosuyla aklımıza kazınan, Gordon Milne döneminde şampiyonluklar yaşayan takımın gol yükünü çeken isimdi Feyyaz Uçar. Resmi kayıtların tutulmaya başladığı dönem için Beşiktaş tarihinin en golcü oyuncusu olan Feyyaz Uçar, 90'ların başında gol denildiğinde ülkemizde akla gelen ilk isimlerdendi.
90'lı yılların ortalarında Ertuğrul Sağlam ve onun kadar sakin bir yaşantısı olamasa da Oktay Derelioğlu, takıma önemli katkılar verdiler. 90'ların sonu ve milenyumun başında Ahmet Dursun, İlhan Mansız, "Kara Tren" lakaplı Amokachi ve tabii ki Pascal Nouma Beşiktaş taraftarında önemli izler bıraktılar. Bu isimleri ise John Carew ve Brezilyalı Bobo takip etti.
2010'lara girdiğimiz dönemde Başkan Yıldırım Demirören'in Portekiz çıkartması Beşiktaş'ta farklı bir hava oluşturdu. Simao, Quaresma ve takımın santraforu Hugo Almeida taraftarda heyecan yaratan transferler oldu. Hugo Almeida için taraftar değişken duygular beslese de 3 sezon formayı terleten futbolcu 40'a yakın gol katkısı verdi.
2014 yılında takıma katılan Demba Ba, adına şarkılar söylettiren bir isim olarak kaldı taraftarın aklında. 14/15 sezonunda 27 gol atan futbolcu, daha sonra ülkemizde Göztepe ve Başakşehir formaları da giydi.
Bir sonraki sezon ise insanların "Demba Ba çok iyiydi ama bu daha da iyi." diyerek bahsettiği golcü Mario Gomez yeni stat Vodafone Park'ta taraftarı coşturmaya başladı. O sezon hem şampiyonluk hem gol krallığı yaşayan Alman futbolcu, attığı goller kadar ayrılığıyla da taraftarın aklında yer edindi.
Beşiktaş'ta bu dönemde her sezon yeni bir santrafor alındı ve hepsinin de kimyası takımla uyuştu diyebiliriz. Bir sonraki sezonun golcüsü ise Aboubakar oldu. Napoli maçları, attığı jeneriklik goller ve her an her şeyi yapabilme potansiyeliyle enteresan da bir oyuncuydu Kamerunlu. Beşiktaş formasıyla 2 dönem oynadı ve şampiyonluklar yaşadı. Demba Ba, Gomez, Aboubakar derken aynı dönemde alttan alttan gelişen ve golleriyle kendini hissettiren bir golcüye daha kavuştu Beşiktaş. Cenk Tosun özellikle 16/17 sezonu performansıyla "Tosun Paşa" lakabını aldı ve sezon sonu rekor bonservisle Everton'un yolunu tuttu.
Negredo, Wagner Love, Burak Yılmaz ve Batshuayi. Beşiktaşın son 4-5 sezon golcüleri hep bir yarım kalmışlık hissi yarattı. Bir dönem çok iyi performans verseler de bunu tüm sezona yaymakta problem yaşadılar. Ve şimdi ise Weghorst. Hollandalı oyuncu sezona iyi bir giriş yaptı ve taraftarın şimdiden sevgilisi oldu diyebiliriz. Bakalım yıllar sonra kendisinden bir başka yazımda nasıl söz edeceğim...
gerçekten keyifli bir yazı olmuş fenerbahçenin santrafor bahtsızlığı hakkında da bir yazı bekliyorum
YanıtlaSil