LOS GALACTİCOS

 Bu yazımda yaşadığımız yıllarda Avrupa futbolunu domine eden bir devin hikayesini anlatacağım. Hep bu kadar güçlüler miydi? Her zaman mı kazanıyorlardı? Durum sandığınız gibi olmayabilir. Yazımın konusu, başlıktan da anlayabileceğiniz üzere, Real Madrid.


Real Madrid'in kuruluşuna baktığımız zaman 1890'larda Club de Sky Futbol adında bazı akademisyenler ve öğrencilerin kurduğu bir kulüp vardır. Bu kulüp 1900 yılında 2 kulübe ayrılır. O iki kulüpten birisi olan Club Espanol de Madrid de 1902 yılında ikiye bölünür ve Real Madrid ortaya çıkar. Dönemin başkanı Adolfo Melendez ulusal bir federasyon olması gerektiğini düşünen isimlerden birisi ve 1909 yılında onun da imzacılarından olduğu bir heyet kararıyla günümüzdeki İspanya Futbol Federasyonu'nun temeli atılır. 1920 yılında Kral Alfonso kulübe İspanyolca'da ''kral'' anlamına gelen Real ünvanını verir ve kulübün ismi Madrid Club de Futbol'ken Real Madrid CF olur. Real Sociedad, Real Union, Real Betis ve Real Zaragoza ile birlikte isminde "Real" unvanını kullanma ve logosunda kraliyet tacını taşıma yetkisi olan kulüplerden biridir.

Santiago Bernabeu'nun kulüp başkanı olması ve İspanya İç Savaşı sonra ülkeyi diktatörlükte yöneten General Franco döneminde Real Madrid hızlı bir yükseliş dönemine geçmişti. 1953 yılında Alfredo Di Stefano'nun transferinde Barcelona ve Real Madrid çıkmaza girmişti. Di Stefano Barcelona ile anlaşmış hatta hazırlık maçlarına dahi çıkmıştı ama federasyon transferi uygunsuz görerek izin vermedi. Konu FİFA'ya taşındı ve FİFA oyuncunun Barcelona'da oynaması gerektiğine hüküm verdi. Ancak Başkan Bernabeu ile yakın ilişkileri olduğu ve iyi bir Real Madrid'li olduğu bilinen Kral Franco buna izin vermedi ve kendisinin oluşturduğu bir heyeti göreve getirdi. Heyet ise Di Stefano'nun Real Madrid'de oynaması gerektiğini açıkladı. Duruma çok kızan Barcelona tarafı transferden çekildi ve oyuncu Real Madrid forması giymeye başladı. Bu dönemde Real Madrid ülkede ''Rejim Takımı'' olarak görülmeye başlandı. Rivayete göre 1943 yılında Real Madrid'in Barcelona'yı 11-1 yendiği ve El Classico tarihinin en farklı galibiyeti olan sonucun altında da Rejim baskıları olduğu iddia ediliyor.


1955 yılında Şampiyon Kulüpler Kupası'nın başlamasıyla (günümüzdeki Şampiyonlar Ligi) Real Madrid Avrupa'yı kasıp kavurmaya başladı. Kadrosunda dönemin belki de en iyi oyuncusu olan Alfredo Di Stefano, ülkenin en iyi oyuncularından Paco Gento'yu bulunduran Real Madrid, daha sonra Ferenc Puskas, Raymond Kopa, Jose Santamaria gibi bölgelerinde dünyanın en iyilerinden birçok oyuncu transfer etti ve 1955'te başlayan organizasyonun ilk 5 senesinde şampiyon oldu.


60'ların sonu, 70 ve 80'li yıllarda ise Real Madrid günümüzde bildiğimiz o Avrupa'daki Real Madrid profilinden çok uzaktı. 1966'da 6. kez Avrupa'da zirveye çıkan takım 1998 yılına kadar bir daha bu başarıyı yakalayamayacaktı. Ancak bu dönemde La Liga'da başarı yakalamaya devam ettiler. 60'lı yıllarda ligi 8 kez, 70'li yıllarda 5 kez kazandılar. 80'li yılların başında başarıdan uzak, ligde şampiyonluk yarışı dahi vermekte zorlanan bir takım görüntüsü çizdiler. 80'lerin sonuyla beraber Butragueno, Hugo Sanchez gibi oyuncuların başını çektiği takımla ligi 5 kez art arda kazandılar ancak Avrupa'da durum hep hüsrandı. 89 yılında Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finalinde Milan'a 5-0 kaybetmişlerdi. 90'lı yılların başında ise Cruyff'un başında olduğu Barcelona hem ligde hem Avrupa'da en büyük işleri yapan İspanyol kulübü olarak göze çarpıyordu. 90'ların sonunda Capello ve Heynckes gibi önemli teknik adamların yönettiği kulübe bir de dönemin en önemli yıldızlarının transfer akını başlayınca kulüp 1998 yılında 32 yıldır ulaşamadığı Avrupa zaferine ulaşmıştı. Ordan sonrası ise günümüzdeki Real Madrid aslında... 2000 yılında Florentino Perez'in başkan seçilmesiyle kesenin ağzını sonuna kadar açan Madrid, Los Galacticos adını verdiği projeyle dünyanın en iyi futbolcularının bir çoğunu çatısı altında topladı. 2002-2014 yılları arasında Şampiyonlar Ligi'nde pek başarılı oldukları söylenemese de 21. yüzyıl futboluna da damga vurmayı başardılar. 2014,2016,2017,2018,2022 yıllarında kupayı müzesine götürmeye devam eden Real Madrid 35 kez La Liga, 14 kez Şampiyonlar Ligi, 19 kez Copa del Rey şampiyonluğu ile ben çok haz etmesem de şüphesiz ki dünyanın en büyük kulübü...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BEŞİKTAŞ: GOLCÜLERİN TAKIMI

TARİHİN EN BÜYÜK STOPERLERİ